Danışma Hattımız
0212 292 09 49
Hip.Bebek Psikolojisi Hip.Çocuk Psikolojisi Hip.Genç Psikolojisi
Hip.Okul Sorunları
Hip.Aile Sorunları
Hip.İşyeri Sorunları
Hip.Yaşam Kalitesi
Hip.Özel Yaşam
Hip.Pratik Çözümler
Hayatı Kolaylaştırma Hip.Cinsel Danışma
ACiL DURUM HATTI



 

.: Kitap :. 

Dyslexia ve Diğer Öğrenme Zorlukları

2.1. Okumak
Belirli okuma zorluğu, belirli öğrenme zorluğunun en bilinen ve üzerinde en çok çalışılan alanıdır. Bu birçoklarının "dyslexia" tanımlamasını kullanmayı tercih ettiği bir durumdur. Biz belirli okuma zorluğunu zeka düzeyi normal veya normalden daha yüksek olan çocuklarda okumadaki önemli ve açıklanamayan gecikme şeklinde tanımlayacağız. 1- Önemli gecikme genellikle çocuğun yaşına göre ortalamanın altında kalan ikiden fazla standart sapma şeklinde açıklanır. (Bu terimin açıklanışı için sayfa 4 'deki dipnota bakınız) Belirli okuma zorluğu, öğrenme zorluğunun özellikle okuma becerisinde başarılı olunamadığı bir formudur. Öğrenme zorluğunun heceleme, yazma ve konuşulan dil gibi diğer formları da olabilir. Özellikle not edilmelidir ki okumak zorluğunu teşhisinde çocuğun okurken yaptığı birtakım hatalar değil okumadaki gecikme göz önüne alınır. Bu hatalar "b" yi "d" den ayıramamak, yüksek sesle okumaya karşı isteksizlik, ve okuma sırasında satırı parmağıyla takip etmeye meyilli olmaktır. Bunlar teşhis için kullanılamazlar. Bunlar okumayı yeni öğrenen birçok çocukta (ve yeni bir dil öğrenen yetişkinlerde) sık sık görülür. Belirli okuma zorluğu, zihinsel kabiliyetinin ve okuma kabiliyetinin çok iyi bir şekilde incelenmesiyle ve kötü okuma yapmaya neden olan diğer sebepler bunun dışında tutularak teşhis edilmelidir. (2.Bölüme bakınız.) Belirli Okuma Zorluğu Ne Sıklıkta Görülür? Belirli okuma zorluğunun var oluşunun en iyi delili Wight adasında 9-10 yaş arası çocukları test eden Prof. Michael Rutter ve meslektaşlarının çalışma sonuçlarıdır. İlk olarak zekalarını ve okuma kabiliyetlerini belirlemek için testler yaptılar. Daha sonra okuması yaşıtlarından belirli bir şekilde geri kalmış olan bütün çocuklarla çalıştılar ve bunların iki gruba ayrılabileceğini gördüler. Geciken okumanın düşük zekayla açıklanabildiği bir grup ve zekası normal olduğu halde gecikmenin açıklanamadığı bir ikinci grup. Bu ikinci grup bizim belirli okuma zorluğu tarifimize uyan gruptur. Araştırmacılar eğer okuma becerisinde çok düşük bir taban konursa okuma zorluğu olan çocukların sayısının daha da artacağından endişe ediyorlardı. Popülasyon sıklık grafiğinde bu çocukların zorluk çekmelerine sebep olan belirli bir bozuklukları olduğu düşünüldüğü için grafikte beklenmeyen bir deformasyon oluşmuştu. Bu düşünceye çocukların birtakım karakteristik özellikleri sebep olmuştu. 2- Bu deformasyonun var olup olmadığı tartışılmaktadır. Connecticut'da çalışan çocuklar bir deformasyon teorisini başarısızlığa uğrattılar. Bunun metadolojideki farklılıklara, çocukların genetik oluşumlarına, eğitimdeki farklılıklara bağlı olduğu bugün biliniyor. · Grupta erkekler kızlara oranla üç kat daha fazlaydı. · Konuşma ve dil problemleri, diğer hepsinden üç kat daha fazla bulunuyordu. · Ailede okumadaki ve konuşmadaki benzer zorlukları olanlar da diğerlerine oranla üç kat daha fazlaydı. · Bu çocuklar sağla solu ayırmada zorlanmaya daha yatkındılar. Tam tersi düşük zeka yüzünden okuması yavaş olan çocuklar, okuma zorluğu çekenlerden birçok farklılıklar gösteriyorlardı: Kızlar ve erkekler hemen hemen eşitti ve %10'dan fazlasının probleminin altında yatan sebep ortadaydı ve hareketteki anormallikler genellikle bulunuyordu. Wight'in adası çalışmasında, çocukların %3'ünden fazlasında okuma zorluğu vardı. Birtakım çalışmalar dünyanın değişik yerlerinde belirli okuma zorluğunun daha fazla bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu %3 ile %10 arasında değişebilir. Okuma Ne Gibi Bir Yetenek Gerektirir? Okumak karışık bir iştir. Duralım ve bu satırı yüksek sesle okumanın sizin gibi yetenekli bir okuyucu için neler gerektirdiğini düşünelim. Birincisi okumak için motive olmak zorundasınız aksi halde yapamazsınız. İkincisi etrafınızda neler olup bittiğine aldırmadan ve başka bir şey düşünmeden dikkatinizi tamamen yazıya vermelisiniz. Sonra harflerin beyninize gönderilmesi için şekillerini çok iyi görebilmesiniz. Gözlerinizin aynı zamanda harfleri soldan sağa tararken harfler çizgisini kelimelere, kelimeleri yapılara, yapıları da cümlelere bölebilmeniz gerekir. Harflerin şekillerinin beyine gidebilmesi ve orada muhafaza edilebilmesi için düzgün bir sıra halinde olması gerekir. Bir kedi resmi terste çevrilse kedidir bunun yanında bir "p" ters çevrildiğinde artık "p" değildir, "d" olmuştur. Değişik şekillerde de basılmış olsalar düz yada yatık yazı karakterleri gibi beyniniz bu harfleri tanıyabilmelidir. Becerikli bir okuyucu olarak beyninizde okurken oluşan bu gelişme otomatiktir. Beyninizde tanıdık kelimeleri hatırlamanıza yardımcı olan içinde yapılanmış bir sözcük bankası bulunduran bir sözlük vardır. Genellikle bilmediğiniz sözcüklerde sözlüğünüz tarafından çözülür. Bu işlem sözlüksel bir karşılaştırma yöntemi ile yapılır. Burada sözlük bilmediğiniz kelimenin telâffuzunu taban alarak bildiğiniz bir kelime arar. Bilmediğiniz kelimenin içinde bulunduğu bağlamda telâffuza etki edecektir. Bu bizi okumanın diğer bir önemli yönü ile tanıştırır: Kavrama Bu sözlük beyinde anlambilim sistemi olarak bilinen bir başka sözlüğe bağlıdır. Bu bütün bildiğiniz kelimelerin anlamlarını hafızaya alır ve böylece bütün bilinen kelimeler anlamlarıyla eşleştirilebilir. Bu gelişme sürerken okuduğunuz kelimelerin anlamlarını hatırlamanız gerekir ki paragrafın sonuna geldiğinizde ilk kelimeleri unutmayasınız. Bir yazı okurken bu yazının anlaşılabilmesi için sayfa sayfa bütün cümlelerin anlamlarını hatırlamanız gerekir. Hepsi bu mudur? Hayır. Biz hala beyninizin siz yüksek sesle okurken bunu size nasıl aşıladığını konuşmadık. Bir ifade, değişik hece, vurguları, ses ve ses perdesindeki değişiklikler gibi olaylar beyinde öğrenilen bilginin hafızaya kaydedildiği yerde hepsi ayrı bir yer kaplar ve bütün bu gelişmeler dışarıya bir arada ve ışık hızıyla aktarılır. OKUMA NASIL ÖĞRENİLİR: Yukarıdaki tanımlama becerikli bir okuyucuyla ilgilidir. Bu becerinin bir çocuk tarafından kazanılması çok daha karmaşıktır. Gördüğümüz gibi iyi bir okuma bilinen kelimeleri hatırlayabilen yapılanmış bir sözlüğe bağlıdır. Eğer bir kişinin iyi donatılmış bir sözlüğün varsa ve bunu kelimeleri hatırlamakta kullanabiliyorsa bu kişi okumanın otomatik (ortografik) basamağındadır. Çoğu normal çocuk bu basamağa 8-10 yaşlarından önce ulaşamaz. Bundan sonra okumalarının akıcılığını geliştirmeye devam ederler fakat gerekli olan gelişmeler aynıdır. Bir çocuk bu basamağı nasıl geçer? Biz bunu daha yeni anlamaya başladık. Çocuklar otomatik okuma basamağına gelene kadar, iki hazırlayıcı basamaktan geçerler. 1. basamak görsel hafıza (yada logografik) basamağıdır. Bu sözlüksel sistemi gerektirmez.(sözlük boştur) Kelimeler tanıdık insanlar veya objeler ise hatırlanır. Mesela (Ece isminde isim kısa olmasıyla birlikte iki aynı ses yer aldığı için kolay hatırlanacaktır.) Bill kelimesi kısadır ve sağ kenarında iki küçük çubuk vardır. İmdat! kelimesi ünlem işaretinden dolayı kolayca hatırlanabilir. (Bu basamakta Bang! İmdat! gibi okunabilir.) Sonuçta bu sistem bir şeylerin yerini almak zorundadır. Bir çok kelime şekli ve uzunluğunun birbirine çok benzemesi nedeniyle görsel hafıza tarafından birbirlerinden zor ayırt edilir. Buna ek olarak eğer görsel hatırlama sistemi tek başına uygulanıyorsa heceleme çok temel bir basamaktan önce öğretilmez. İkinci çok önemli basamak fonolojik (yada alfabetik) basamaktır. Normal çocuklar, bu basamağa genellikle 6-7 yaşlarında girerler. Bu basamakta çocuklar otomatik basamağa geçebilmek için sözlüklerini geliştirirler. Bunun için okurken özel bir sistem geliştirirler. Kullanılan bu sistem sözlüksel sisteme giden alternatif bir yoldur. Bu fonolojik sistem adıyla alınır. Çünkü burada sözcükler seslerine ayrılırlar. Sesin en küçük ünitesi Fonem adıyla alınır. İngilizce'de 44 değişik Fonem vardır. Alfabede sadece 26 harf olduğu için bazı fonemler harflerin kombinasyonundan oluşur. Foneme ait olan herhangi bir harf yada harfler grubu grafem adıyla alınır. Fonolojik okuma sadece basit bir birebir eşleme yöntemi değildir. Doğru fonemi bilmek demek İngilizce'de olan 577 grafemden foneme geçişi beynin öğrenmesidir. Kelimeye bir bütün olarak bakmalı ve Fonemler hakkında öğrenilmiş kuralların ışığında harflere bir değer biçmelidir. Çocuklar sayfada gördükleri grafemleri doğru fonemlere geçirme becerisini elde ettikçe beyinlerinin sözlüklerini kelimelerle doldurmaya başlarlar. Bu olduğunda bildikleri bir sözcük okudukları zaman fonolojik sistemden geçerek sözlüğe girebilirler. Kısa zamanda yavaş fonolojik sistemi oldukça seyrek olarak kullanırlar ve otomatik olarak bir yetişkin gibi okumaya başlarlar. Bir zamanlar çocukların fonolojik basamaktan geçmelerinin gerekli olduğu bilinmiyordu. Çünkü normal bir çocukta bu basamağın anlaşılması kolay değildir. Görme gücünden çok sesle okudukları halde kelimeleri seslendirme ihtiyacı duymazlar. Bütün bu gelişmeler beyinde sessizce ve süratle yapılır. Belirli Okuma Zorluğu Nedeniyle Oluşan Noksanlık Daha önce gördüğünüz gibi çocukların, okumanın ikinci basamağında sözlükleri donatmak için fonolojik becerilere sahip olmaları gerekir. Eğer bu becerilere sahip olmazlarsa otomatik okuma gelişemeyecektir. Okuma zorluğu çocuklarda tam olarak bunun nedenini bulmak için birçok çalışmalar yapıldı. Böyle çocukların genellikle heterogenli bir gruptan oluşmasına rağmen, çalışılan çocukların birçoğu zorluk çekmeye ilk olarak fonolojik beceriler konusunda zorlanarak başlamışlardır. Zorlanılan başlıca alan, fonem kısmında, bilinmeyen bir sözcüğün beyin tarafından en küçük seslerine ayrılması konusundaki gelişmedir. Çoğu çocuk beynin bir grafemi benzer bir foneme dönüştürmek için kullandığı kodu ortaya koymak konusunda problem yaşıyor. Bu tip çocuklar için fonolojik basamağı geliştirerek otomatik okuma basamağına geçebilmek çok zordur. Bu çocuklar fonolojik zorluklarını telafi etmek için görsel hafıza tekniklerini geliştirmeye çalışırlar fakat bu iyi okumak için yeterli değildir. Çoğunlukla böyle çocukların kelimesel hafıza noksanlığı da vardır. Bu daha önce okunan kelimelerin hatırlanamamasından doğan bir noksanlıktır. Bu onların problemlerini karışık bir hale getirebilir. Son zamanlarda yapılan araştırmaların çoğu fonolojik gelişim noksanlığını, belirli okuma zorluğunun en yaygın nedeni olarak gösterse de bütün çocuklar bu problemi yaşamayabilir. Bazı çocuklar kağıtta gördükleri harfleri hatırlamakta veya yorumlamakta iyi değildirler. Bu okuma zorluğu olan çocukların b ve d harfleri karıştırmalarının nedeni olabilir. Bazı çocuklarda fonolojik ve görsel idrak zorlukları bir arada bulunabilir. Okuma Nasıl İncelenir? Psikologların ve öğretmenlerin uygulayabileceği birkaç okuma testi vardır. Genellikle çocuğun okuma problemine göre sınıflandırılmış bir yazının bölümlerini yüksek sesle okuması istenir. Daha kolay hazırlanmış yazılar, daha büyük harflerle basılmıştır ve içinde daha az kelime bulunur. Bunlar genellikle de şekillerle süslenmiştir. Testi yapan kişi çocuğun en üst sınırına geldiğine karar verene kadar giderek daha zorlaşan yazılar okutulur. Bu testler genellikle kendi yaşıtı olan çocuklara göre karşılaştırmalı olarak çocuğun okuma hızını belirler. çocuğun okurken yaptığı hatalarda yaş standartlarına göre ayarlanmış olarak çocuğun okuma dikkatini saptamak için not edilir. Yazının her bölümü okunduktan sonra testi yapan kişi çocuğun okuduğunun ne kadar kavrandığını anlamak için ona birkaç soru sorabilir. Bu da yaş standartlarına göre ayrılır. Okuma hızı, dikkat ve kavrama yaş sınırlarına göre değerlendirilir. Örneğin 8 yaş, 4 aylık bir çocuk 6 yaş 5 aylık bir çocuk kadar okuma dikkati gösterebilir. Bunu da eğer 6 yaş 5 aylık bir çocuk kadar hata yaparsa, 5 yaş 7 aylık bir çocuk kadar okuduğunu kavrıyorsa ve okuduğunu da 5 yaş 7 aylık bir çocuk kadar anlıyorsa buradan anlayabiliriz. Bunlara ek olarak testi yapan kişi çocuğun yaptığı belirli hatalar üzerinde de durabilir. Testi yapan çocuğa probleminin esas nedenini bulmak için birtakım testlerde uygulayabilir. Örneğin çocuğun görsel algısını yani beynin, gözün gördüğünü anlayabilme kabiliyetini test edebilir. Dil ve okuma yakından ilgili fonksiyonlardır. Okuma zorluğu olan çocuklarda genellikle anlaşılması ve incelenmesi zor olsa da dil zorluğu da olur. Bu sebeple okuma zorluğu olan çocukların bir konuşma terapisti tarafından test edilmesi iyi bir fikirdir. Okuma Nasıl Öğretilir? Çocuklara okuma öğretmenin çeşitli metotları vardır. Her birini savunanlar vardır ve hepsi bazı çocuklarda başarıyla uygulanmıştır. Çoğu öğretmen bu metotların kombinasyonlarını veya en iyi bulduklarını kullanırlar. Bazı okullar bütün çocuklar için bir tek metoda kullanır. Ben bu metotların yaygın olanlarını öğrenme zorluğu olan çocuklar için kişisel meziyetlerini göz önüne almadan önce tanımlamaya çalışacağım. "Bak ve Söyle" Metodu Bu çocuğun bir dizi basit ve yaygın tekrar tekrar kullanılan, şekilli "kilit" sözcük dizileriyle tanıştırıldığı popüler bir metodudur. Çocuk bu kelimeleri görerek hatırlamayı öğrenir ve böylece yavaş yavaş okuma dağarcığını genişletir. Bu projeyi kullanan çocuklar genellikle kendi başlarına grafemden foneme geçişlerin kurallarını öğrenirler. Bazen çocuklar bilmedikleri bir kelimeyle karşılaştıklarında aşağıda anlatılan temel ses metodunu kullanmaları teşvik edilir. Ses Metodu Temel sesler:Bu metotta çocuğa harflerin sesleri öğretilir ve bu harfleri bir kelimede kullanma konusunda yüreklendirilir.(örneğin köpek k/ö/p/e/k) Çocuk bundan sonra bu kelimeyi, kelimeler listesine ekler. Deneyimle, kendi kendine daha karışık grafem fonemi geçişlerini çözmeye başlar. Dilbilim (Hece) Metodu- Burada grafem fonem geçişleri çok organize bir biçimde öğretilir,tek tek harf sesleriyle başlanır ve aynı sesi taşıyan kelimeler ailesi biçiminde geliştirilirler. Bu metot bütün değişik heceleme motifleriyle, sistematik bir yolla kelimelerin büyük parçalara, çocukların hatırlayabileceği şekilde bölünmesidir. Süslenmiş Alfabe Bu metot çocukların anlayabileceği şekilde geleneksel alfabeyi değiştirmektir. Bunun bir örneği 3.figürde gösterilen B.Ö.M(Birinci Öğretim Metodu) dur. Diğer metodlarda REBUS ve DISTAR okuma metodudur.

Dil Deneyim Metodu Bu çocuğun kendi dilini, basılı bir okuma malzemesi yerine kullanarak ona okumayı öğretmektir. Örneğin çocuk öğretmene yazıp öğretebileceği bir hikaye anlatabilir. Çok Duyulu Metot Bunlar bazen G.D.K.T.(Görme, duyma, kinaestetik ve taktil) teknikleri olarak adlandırılırlar. Bunlar harflere bakmaktan daha fazlasını içerirler. Diğer duyular işin içine karışır. Çocuk sesi dinler, harflerin üzerinden gözü kapalı olarak geçerek hisseder ve bazen harflerin üç boyutlu modelini görmesi sağlanır. Çok duyulu metotlar genellikle yazma ve okumayı bir arada öğretirler. Okuma Güçlüğü Olan Bir Çocuğa Okuma Öğretmek Okuma zorluğu olan bir çocuğa okuma öğretmenin ilk basamağı onun özel problemleri olduğunu hatırlamaktır. İngiltere'nin 3 merkezinde yapılan çalışma öğrenme zorluğu konusunda eşit zorluk çektiği belirtilen çocukların bir kere yardım istemesi çok dramatik bir şeydir. Bu çocuklar bir yıllık sürede iki yıllık bir gelişme kazanmışlardır, 1 yıl için altı aylık gelişimler olmak üzere. Her çocuk titizlikle incelenmelidir ve inceleme takımı çocuğun öğretmeniyle bağlantıda olmalı ve çocuk için en iyi olan metodu planlamalılardır. Öğrenme zorluğu olan çoğu çocuk fonolojik beceriler konusunda büyük zorluklar çekerler-diğer çocuklar kadar doğal bir kolaylıkla fonolojik beceriler edinemezler. "Bak ve söyle metodu" ve dil deneyim metotları sıradan çocukların iyi fonolojik becerilerine bağlıdır ve bu becerilerin az olduğu çocuklarda geçerli değildirler. Temel hece metodu bile okuma zorluğu olan bazı çocuklarda geçerli olmaz. Süslenmiş alfabe çocuğun aklını karıştıracak ve sorunlarını büyütecek harfleri daha sonra öğrenmesi demektir. Öğrenme zorluğu olan çocuklar için dikkatle incelenmiş bir dilbilim(fonetik) metodun en iyi proje olduğu konusunda genel bir kanı vardır. Bu projenin iki örneği Alfa'dan Omega'ya projesi ve Orton-Gillingham-Stillman projesidir. Bu proje okumayı ve hecelemeyi birlikte öğretir. İlk önce sesi öğretiyorlar ve kelimeleri büyük parçalara ayırıyorlar. Hangi metot uygulanırsa uygulansın, öğretilen becerilerin pratikleri esnek bir biçimde yaptırılmalıdır. Okuma Zorluğu Olan Çocuklara Aileleri Nasıl Yardım Edebilir? Okuma zorluğu olan her çocuk dikkatli bir şekilde incelenmeli, becerileri ve ihtiyaçları ortaya konmalı ve planlanmış eğitim stratejilerini öğretecek bir öğretmeni olmalıdır. Sınıf öğretmenlerinin genellikle çocuk okurken onu denetleyecek yeterli zamanı yoktur. Bu da çocuğun okul saatleri dışında okuma pratiğini denetleyecek birine ihtiyacı olduğunu ortaya koyar. Bazı ailelerin bu iş için ödeyebilecekleri paraları vardır, ama çoğu bu işi kendileri yapmalıdırlar. Aileler çocuğun okuma programını geliştirmek konusunda büyük rol oynayabilirler. Bu konuda çocuğun öğretmeniyle konuşun, böylece okulda öğretilenleri öğretmiş olursunuz. Burada öğretmenle bağlantıda kalarak çocuğunuza yardım edebilmeniz için birtakım rehber cümleler açıklanacaktır. · ikinizde aklının meşgul olmadığı bir anı seçin. Çocuğunuz aç, yorgun ya da sinirli olduğu bir anda çalışmaktan kaçının. Ailenin diğer üyelerinin sizi rahatsız etmeyeceğinden emin olun. · Öğretmenin seçeceği bir kitabı kullanmanız en iyisidir. Eğer çocuğunuz okuldan getirdiği kitapları sevmezse (ki genellikle böyle olur), bunu öğretmeniyle tartışın. Eğer kitabı kendiniz seçiyorsanız, baskının anlaşılır ve kullanılan sözcük dağarcığının çocuğunuzun gelişim derecesine uygun olup olmadığına dikkat edin. En kolay okunan yazı karakterleri Serif karakterleridir.(4. figüre bakın). Resimli kitaplar genellikle en iyisidir. Çocuk yazıyı hatırlamak için resimleri kullanırsa endişelenmeyin. Önemli olan çocuğun eğlenmesi ve okuma pratiği yapmasıdır.

Figür 4.Serif(Yukarıda) ve sans-serif (Aşağıda) yazı karakterleri
· Çocuğun rahat olduğundan ve iyi ışık şartları altında olduğundan emin olun. Genellikle en iyisi ikinizin beraber masada ve sizin onun sağ tarafında oturmanızdır. (Eğer solak değilseniz.) · Kısa bir süre kitabın kapağına bakarak kitabın konusunun ne olabileceğini tartışarak başlayın, sonra kitabı açın ve çocuğun okumaya başlamasını sağlayın. Çocuğunuzu kelimeleri parmağıyla ya da paralel olarak koyup takip etmesi konusunda yüreklendirin. Daha sonra bu yardımları kullanmaktan vazgeçecektir. · Bazen okumayı bir o, bir siz olarak bölüşmek yararlıdır. Bu çocuğun kendine saygısı açısından iyidir. Çünkü daha az baskı altında kalır ve uzun bir kitapta konuyu daha iyi anlamasını sağlar. Çocuk bu arada siz okurken basılı yazıyı takip ederek öğrenir. · İkili okuma tekniği okuma pratiği yaparken siz ve çocuğunuz arasındaki tansiyonu düşürecek diğer bir tekniktir. Öğretmen size okumayı böyle çalıştırmanızı söyleyebilir ya da bunu siz ona teklif edebilirsiniz. Bu metotta çocuk ve anne birlikte yüksek sesle okurlar. Yazıyı parmaklarınızla takip etmeli ve çok hızlı okumamaya çalışmalısınız ki çocuğunuz sizi takip etmekte zorlanmasın. Herhangi bir yerde çocuk kendi okumak isterse, size bir sinyal vermiş olur ve siz o kendi kendine okurken durun. Eğer çocuk zorluk çekmeye başlarsa size tekrar katılmanız için bir sinyal verebilir. Genellikle kullanılan sinyaller kitaba hafifçe vurmak ya da hafif bir dürtmedir. · Henüz yeni başladığınız derslerde çok ileri gitmemeye çalışın. Başlangıçta 5 dakikalık bir ders yeterlidir, daha sonra 10 veya 15 dakikaya çıkarılabilir. Eğer çocuğunuz yorgun görünüyorsa dersi kısa kesin. Günlük dersleri amaçlayın. · Eğer yazı açısından pek önemli olmayan bir kelimeyi atlayıp okunmazsa buna önem vermeyin. Eğer yazı açısından önemli bir kelimeyi atlarsa, yazıda oluşacak doğal bir duraksamayı bekleyin (Cümle bitimi ya da paragraf bitimi gibi) ve "Bir dakika bekle, bu pek anlamlı olmadı değil mi?" ya da "Bu kelimeyi tekrar eder misin?" gibi şeyler söyleyin ve onu geri dönüp, o kelimeyi tekrarlamak için yüreklendirin. Eğer çocuk bilmediği bir kelimeyle karşılaşıp çekinirse, kısa bir süre bekleyin ve okuyup okuyamayacağını görün. Eğer sorun çıkarsa onu okuması için yüreklendirin, eğer bu da olmuyorsa, kelimeyi yavaşça ve anlaşılır bir şekilde okuyun. Onu harcadığı efor için tebrik etmeyi unutmayın. · Eğer bir kesinti olursa çocuğunuzun cümleyi baştan okumasını sağlayın ki yazının akışı anlaşılabilsin. · Çocuğunuzun okumasının monotonluğundan endişe duymayın. Onun istediği vurgulamayla okumasına izin verin. Çocuklar okumada zorluk çekerken vurgulama konusuna dikkat veremezler, bu daha sonra gelir. · Okumanın sonunda onunla kitapla ilgili tartışın. Konu hakkında fikirlerini sorun. Siz konuşurken onun kitabı sayfa sayfa çevirip resimlerine bakması iyi bir fikir olabilir. · Negatif konuşmalardan kaçının. "Bak ne yapıyorsun ve konsantre ol, daha önce doğru söylemiştin" gibi sözler söylemeyin. "İyi okudun" ve "bu zor kelimeyi çok iyi telâffuz ettin" gibi sözler söyleyin. · Diğer zamanlarda çocuğunuza bir şeyler okumaya devam edin. Onun hikaye kasetleri dinlemesini sağlayın. Bunlar sadece onun okumaya karşı hevesini artırır, tabii yaşından ve kendi kendine okuyabileceklerinden daha geri olanlar değil. · Okuma zorluğu olan daha büyük çocuklarda hatırlanmalıdır ki zayıf okuma becerileri kendi yaşındaki diğer çocuklardan daha geri bırakılmış duruma getirmiştir. Bu çocuğa daha henüz okuyamadığı kitapları okuyarak giderilebilir. · Çocuğunuzu okurken dinlemek dışında, onunla oyunlar oynayarak da ona yardım edebilirsiniz. Çabuk söylemek ya da yılanlar ve merdivenler oyunları okumasının izin verdiği düzeye indirgenebilir. Çabuk söyleme kartları karşılık gelen resimlerle çaprazlanarak hazırlanabilir ve yılanlar ve merdivenler oyunu bir oyun zarının üzerine yazılmış kelimelerle oynanabilir, eğer kelime doğru okunduysa oyuncu kelimenin içindeki harflerin sayısı kadar hareket eder. Bu oyunların neşe içinde oynanması önemlidir.

 

kitap indeksi




EĞİTİM PROGRAMLARI

ÖZEL EĞİTİMLERİMİZ

Hiperaktif Bebekler
Hiperaktif Çocuklar
Hiperaktif Çocuk ve Yuva
Hiperaktif Çocuk ve Okul
Hiperaktif Gençler
Hiperaktivite ve Aile
Hiperaktivite ve Kardeş
Hiperaktivite ve Arkadaş
Hiperaktivite ve İş
Hiperaktivite ve Üniversite
Hiperaktivite ve Flört
Hiperaktivite ve Cinsellik
Hiperaktivite ve Hastalık
Hiperaktivite ve Ölüm
Hiperaktivite ve Sorunlar
Hiperaktif Yetişkin
Hiperaktif Kadın
Hiperaktif Erkek
Hiperaktivite ve Unutkanlık
Hiperaktivite ve Kazalar
 
Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.